William gösteriden etkilenmiş sayılırdı.Gülümseyerek başını evet anlamında salladı ve asasını kaldırıp bir söz söyledi.Günlük cüppesinin yerine kıpkırmızı bir kıyafet geldi.Bu Daimonların Başbüyücüsünün savaş cüppesiydi.Gözlerinden ateş fıskırıyordu William'ın.Asasıyla işaret ettikten sonra durdu ve Richardinho'ya döndü.
-Nereye gidiyoruz vampir meslektaşım?İnsanların topraklarında nereye gidiyoruz?Ve onlara ne yapacağız.Sadece bir baskın mı yoksa savaş mı?
Bu sözlerin ardından vampirlere baktı.Hepsi Richardinho'nun kıyafetleri gibi kıyafetler giymişlerdi.Ama Richardinho'nunki kadar şatafatlı değildi.Sonra tekrar dönüp bir soru daha sordu.
-Lideriniz nerede?Yoksa gelmeyecek mi?Yada tüm işi bize ve ya size mi yükledi?Ve yanında kaç kişi var?Kaç büyücü,kaç okçu ve kaç büyücü?İnsanlara nasıl bir süpriz yapmayı planlıyorsun?Ben senin gibi akıl okuyamam, dostum.
Son sözleri bir vurguyla söylemişti.Eğer neden kendi krallarının gelmediğini sorarsa cevabı basitti.Çünkü bu onların savaşı değildi.İnsanlarla vampirlerin savaşıydı ve bunlara karışmak istemese de Kral bunu yapmalarını emretmişti.Kendi bölükleri yoldaydı.Yarım düzine okçu,kendisi hariç üç büyücü ve bir düzine savaşçı.Çetin bir bölüktü özellikle insanlar için.Bakalım ne yapacaklardı?