Baş büyücü Nicholas William D'arcs'ın Ofisi

William'ın ofisinin içinde açılan bir boyut kapısının içinden iki kişi çıktı.Biri William'dı, odanın sahibi.Aynı zamanda Daimon büyücülerinin en iyisi.Hızlı bir el işreti ile ikinci kişide dışarı çıktı.Kusursuz beyaz hatlarında parlayan renkler onu rahatsız etmişti.Fazla aydınlık olmasa da oda zarar vermeyen kırmızı, mavi ve yeşil renkteki alevlerle donatılmıştı.Bir el işretiyle - ki bu el işaretini üzerinde ateş simgesi olan bir yüzük takılı olan eliyele yapmıştı- tüm ateşler yüzüğün içine girdi.Vampirlerin ateşten nefret ettiğini bilen William elini salladı ve küçük bir mumu bir ateşle yaktı.Bu mum tüm odayı aydınlatıyordu.Kedi Taşı adını verdiği yüzüğünü çıkartıp mumun yanın koydu sihirli bir söz söyledi.Ardından alev mavi renge büründü ve tüm odayı masmavi bir ateşle aydınlandı.Vampir biraz geri çekildi sonra kaşlarını çatarak ileri abandı.Sonra ağızını açarak dişlerini gösterdi.William ise parmağını sallayarak bir dolabı açtı ve içinden kan dolu şişeler ve ölmüş bedenler çıktı.Gülümseyerek bir şişeyi vampire gönderdi.Vampir eline düşen şişeye şüpheyle baktı, William ise sadece elini salladı ve zihnini açtı.Bu sayede vampir zihnine baktı fakat sadece William istediklerini gördü.Bunun ardından vampir kana William ise sevgisiz adlı en sevdiği kitaba döndü.Arada vampire bakıyordu.Sonra kitabı koyup sordu.
-Ee Richardinho, kanı beğendin mi?En iyi büyücülerden birine aitti.

Ricardinho odadan içeri girdi.Etraf mavi ışıkla aydınlanıyordu.Kendisine fırlatılan kan torbasını eline aldı ve kan kokusunu içine çekti.Paketi yırttı ve bütün kanı ağzına boşalttı.Hızlı bir hareketle tavana sıçradı ve sorusuna cevap olarak:

"Hmm galiba güzeldi belki bilmiyorsundur fakat biz vampirler bir kanı içtiğimizde o kişinin genel olarak ne yaşadıklarını anlarız hayatının nasıl olduğunu bu kişide başarılı olmak için kendini çok fazla zorlamış fakat başarılı olamamış anlaşılan"

dedi.Ve yüzüne tebessüm takınarak:

"Kaç yaşımda olduğumu merak ediyor musun?"

dedi.Sinsi bir gülümseme ifadesiyle.

William vampirlerin bu özelliği hakkında bilgi sahibi idi.Evet bu adamı severdi ama kazanamayınca kendini öldürmüştü.Gülerek adama kafasını salladı ve doğruladı.Ardından adamın sorusunu duydu.Kaç yaşındaymış?Sanki çok umrundaydı.Ama meraklı gibi yapıp kafasını salladı ve sonra şu yanıtı verdi.
-Pek ya sen benim kaç yaşında olduğu mu sanıyorsun.Biz Daimonlar uzun yaşarız.En fazla 130 yıl.Belki daha fazla.Peki ya sence ben kaç yaşındayım?
Bu sözlerin ardından oturdu ve hafif bir büyü yaptı.Sonra pencereyi işaret etti.Adam baktığı anda hayretle gözleri açıldı.Çünkü aşağıda yıldırımlar ve ateştopları yere iniyor ve patlıyordu.Daimonlar'da ellerinde bir asa onları durdurmak için kaçmadan savaşıyorlardı.Adamın niye kaçmıyorlar diye düşündüğü barizdi.Adama yanıtını vermek için pek heyecan duymuyordu.
-Onlar yere yapışmış bay Volturi.Kaçamazlar.Ama korkmayın.Bu ateştopları yalnızca ilüzyon.Ama son derece gerçek.Ve bunları yaparken pek yardım almadım.
Bunlar gözdağı vermesi için söylenmemişti.Sadece bir bildiriydi.İnsanların vampir topraklarına saldırdığını biliyordu.Onu izlemişti.Bu savaşta Daimonların kimin yanında yer alacağı bilinmiyordu, karışıp karışmayacakları da.

Ricardinho 180 hatta daha fazla demesine kahkaha ile karşılık vermişti ve:

"Ben 300 yaşındayım ve 3 asırdır her yeri gezdim"

dedi.Bir anda Ricardinhonun gözleri açıldı kaçamadan alevlerle ve yıldırmılarla savaşıyorlardı.William olayı izah edince durumu anladı ve:

"Hmm eğitmek için güzel takitik"

dedi.

Ardından:

"Siz en fazla 80 yaşında olabilirsiniz diye düşünüyorum"

dedi.Ve biraz ciddiyet takınarak:

"Şimdide ciddi işler konuşalım savaşlarınız ne durumda"

dedi.Amacı lafı yuvarlayıp kendi savaşları hakkın ne düşündüğünü öğrenmekti.

Kafasını sallayan William adamın gerçekten hiç göstermediğini itiraf etmeliydi.Onu en fazla 250 yaşında düşünmüştü.Çok deneyimsiz değildi fakat o kadar iyi değildi.Tek şişe kanla bir şehire gelmek.Daha güçlü bir daimon geldiği anda ölürdü.Elini saçlarını atıp düzelten William gülümseyerek kafasını salladı.
-Sadece 63 yaşındayım.Ve inanın sizin bu kadar yaşlı olabileceğiniz aklıma gelmemişti.Savaşlara gelince...
Savaş kısmında durakladı ve adamın gözlerine baktı ve bir şişe kanı daha yolladı.Bu farklı birinindi.Savaş konusunu niye merak ettiğini anlamıştı.Ama liderleriyle konuşulmasını bekliyordu bu konuda.
-Savaş konusuna geline bizim hiç bir savaşla ilgimiz yok.Ve ben bu konularda konuşmaya yetkili değilim.Ben sadece büyücülerin savaşta nereye gideceğini ve ne yapacağını bilirim.Tabi bir savaş olur.Ama eğer Kralımız kime karşı savaşacağımızı söylerse ona karşı savaşırız başka bir ey yok.Peki sizin savaşlarınız bay Volturi?Onlar nasıl gidiyor?
Bunları hızlı ve sakin söylemişti.O vampirlerin tarafındaydı ya da en azından onların kazanacağına inanıyordu.Ama söylediği gibi Kral ne derse oydu.Zihnini korumak için ekstra bir güçlendirme yaptı.Etkisiz bırakma yeteneği çok işe yarıyordu.Yanında yeteneğini kullanamazdı.Ve ayrıca zihninin etrafına bir bariyer döşemek için büyü kullandı.Bu sayede asla giremezdi aklına.

Ricardino hiç savaşlarını olmadığını duyunca şaşırmıştı.Ya sizin sorusu geldiğinde.Biraz afalladı.Kednisine gelen kan torbasını eline aldı.Ufak bir delik açarak yudumladı.Kırmızı kan boğazından akarken boğazına serinlik vücuduna rahatlık veriyordu.Biraz gevşemişti hemen kendini toplayıp.Boğazını temizleyerek:

"İyi savaşlarımız iyi gidiyor bir kaç kişi dışında"

demişti dışarıya bakarak.Kan torbasındaki yarığı artırdı ve bir yududa içti.Yılların tecrübesiydi.Hiç bir tarafına bulaştırmamıştı.Ardından yeniden şaşırmış bir ifade ile:

"Bu kişi içinizde bir ajan sizi dağıtmayı planlıyordu.Baş büyücü olsaydı kralı ölürerek başa o geçecekti ve toprakları teker teker satacaktı."

dedi.Ve boynunu çıtlatarak:

"Asıl mevzuya gelelim bizim insanlarla aramızda bir ssavaş var 12 kişiye karşı tek direndim ve ayakta kaldım fakat onlar geri gelecekler"

dedi.Sinirli bir bakış attı etrafa gözleri kıpkırmızı olmuştu.Onları öldüreceği günü bekliyordu.Ama kendisine asa almalıydı dükkanından kendine bir tane alırdı sorun değildi.Ardından tekrar konuya dönerek:

"Sizin bu savaşa katılıp katılmayacağınızı merak ettim açıkçası"

dedi.

William bu itham karşısında sakinliğini korudu.Açıkçası bunu biliyordu.Onun zihnine baktıktan sonra hergün ona işkence ediyordu.Hiç bir gün durmuyordu.Tüm kanını çekmişti ama adamı hayatta tutmuştu.Ruhunu esir etmişti ve sürekli olarak onu çağırıp acı çektiriyordu.Adamın amacını açıklaması onu şaşırtmıştı ama fazla değil.Ardından yumuşak bir sesle
-Açıkçası bay Volturi size bir şey sormak isityorum.Zihin okuyabildiğiniz biliyorum.Güçleri algılayan bir tılsımım var.Peki niye benim bildiğim bir şeyi bana söylediğinizi sorabilir miyim?Adamın zaten ne olduğunu biliyorum.Ama sizin de bunu bilmeniz gerekiyordu.
Bunlardan sonra adama dikkatle baktı ve kitabını çekmeceye koydu.Ardından adama dönerek onu biraz daha azarladı.
-Ve bu arada size söylediğim gibi kralla görüşmelisiniz bizim tarafımızı öğrenebilmek için.Belki sizin yanınızda olur belki olmayız.Belki katılırız belki katılmayız.Ama bu karar benim değil.Ama eğer seçme şansım olsaydı sizin tarafınızda olurdum.Neden mi?Çünkü insaların lideriyle sizin liderinizi konuşmasını işittim.Belki siz de işitmişsinizdir?Hem konuşmayı işittim hem de olayları gördüm.Ve evet sizin tarafınızda olurdum.Ama eğer kralımız insanların yanındayız derse ve seni öldürmem gerekirse... hiç acımam.
Son sözleri etki yaratsın diye sertçe söylemişti.Ardından bir torba daha kan attı ve bir poşete bolca kan koydu.Ve ardından onu adama büyü yoluyla gönderdi.Sonra tekrar koltuğuna oturdu ve hafif bir işaretle önünde bir nesne belirdi.Bu nesneye dersin bittiğini fısıldadı ve nesne uçarak açık alana dersin bittiğini söyledi.Gülümseyerek adama işaret edip konuşmasını söyledi.

Ricardinho William'ın onun tarafında olduğunu öğrenince sevindi am insanlara geçseydi acımazdı Ricardinho rahat bir ses tonuyla:

"Merak etmeyin öyle bir durum olmayacak"

dedi.Ve poşetteki kanların hepsini bitirimişti eliyle işaret ederek:

"Çok teşekkür ederim susuzluğumu giderdiniz"

dedi.Ardından gülümseyerek adama döndü ve:

"Benim artık gitmem gerek ne isteğiniz olursa nerde olacağımı biliyorsunuz"

dedi.Ve kapıdan çıkarak geçiş kapılarına yol aldı...

William kafasını sallayarak izin verdi fakat dsurup adamın önüne zıpladı.Ardından bir büyülü kapıyı harekete geçirerek bir boyut kapısı oluşturdu.Soldaki kapıyı işaret etti ve onu doğruca kapılara götürecek olan kapıdan geçirdi.sonra eğitim alanına kendini ışınladı ve herkesin kendisine saldırmasını emretti.Tüm saldırıları durdurarak geri yolladı ve klasik bir şekilde onları yenip ilüzyonlarla başbaşa bıraktı.