Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ophélie

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Ophélie O'Shéa
İnsan
İnsan
Ophélie O'Shéa


OLaLa ~

Mesaj Sayısı : 53
Nerden : çıkardın?
Gerçek İsim : Selin.
Banka Hesabın : 35
Kayıt tarihi : 24/06/11

Karakter Bilgileri
RPG Puanı:
Ophélie Left_bar_bleue81/100Ophélie Empty_bar_bleue  (81/100)
Özel Güç: Elektriği Kontrol Edebilme
Silahı: Başlangıç Kiti

Ophélie Empty
MesajKonu: Ophélie   Ophélie AakahcCuma Haz. 24, 2011 2:26 pm

6-7 Ay önce yazdığım, dünyanın en salak RP'lerinden biri. Elimde başkası olsa onu koyardım ama üzgünüm :/

:::1. BÖLÜM:::

KAÇIRILIŞ



Batmak üzere olan güneşin kırmızıya çalan sın ışınları bahçeyi âdeta bir yağlı boya resmine dönüştürüyordu. Çimlerin üstüne birkaç çift uzanmış, konuşuyorlardı. Bu sırada tenlerini karıncalandıran güneş ışınlarıyla birleşip bu manzaranın bir parçası oluyorlardı. Elbette ki birkaç istisna da vardı. Tek başına uzanan yalnızlar takımı... Undine her ne kadar onlardan biri olsa da onlar gibi somurtup durmuyor, bunun yerine güneşe meydan okurcasına gülümsüyordu.Çifterden bir kaçı bahçeden ayrılırken yalnızlar takımının üyeleri onları kıskanç gözlerle süzüyordu. Hatta bazıları onları daha fazla rahatsız etmek için takip bile ediyorlardı. Bahçe uzun bir süre sonra boşalmıştı. Güneş’in sıcak gülümsemesi yerini Ay’ın soğuk görüntüsüne bırakmıştı. Gökyüzünde ne bulut vardı, ne yıldız… Sadece karanlık geceleri aydınlatan Ay vardı.Undine istemeye istemeye bulunduğu yerden kalktı. Her tarafının hamlamasına bakılırsa uzun süredir buradaydı. Kendine gelmek için bazı esneme hareketleri yapmaya başladı.En sonunda kendine gelebilmiş, vücudundaki ağrıyı dindirebilmişti. Ama biliyordu ki ağrısı sadece dinmişti. Bitmemişti. Yarın yataktan kalkamayacak kadar bitkin olma olasılığı çok fazlaydı.Bahçenin çıkışına doğru ilerlemeye başladı. Akademidekiler onu merak etmiş olabilirdi ki bu hiç iyi bir durum değildi. Undine hiçbir şart altında başkalarını meraklandırmak istemezdi. Esen rüzgârın uğultusu kulaklarını tırmalıyordu âdeta. Adımlarını sıklaştırdı. Akademinin kapısına geldiğinde birisinin varlığını hissetti. Kötü birisinin…Adımlarını kapıdan uzağa yöneltti. Arka kapı daha güvenli olmalıydı. Rüzgâr işini zorlaştırıyordu. Sanki bir dağa tırmanıyordu. Oysa yürüdüğü yol dümdüzdü. Saatine baktı. Arka kapının bu kadar uzakta olduğunu hatırlamalıydı. Zaten hızlı olan adımlarını daha fazla hızlandırdı. Âdeta koşuyordu. Ancak harcadığı çaba aksi taraftan esen rüzgâr yüzünden azalıyordu.
_“ Bu kadar geç bir saatte senin gibi güzel bir kızın burada ne işi var? ” dedi soğuk bir ses. Undine hızla arkasını döndüğünde yapılı bir adam karşısında duruyordu.
_ “ Se- sen de kimsin? ” diye sordu endişeyle. Ancak yapılı adam ona cevap vermedi. Undine kapının yanında hissettiği kişinin bu olduğunu anlamıştı. Bir süre adamı süzdükten sonra yoluna devam yeltendi ama adamın eli bileğini sarınca olduğu yerde kaldı. Boşta kalan elini cebine götürdü. Adam onaylamazmış gibi başını iki yana salladı.
_ “ Hayır küçük büyücü. Asan cebinde kalacak.” dedi. Ses tonu her geçen saniye daha çok soğuyordu. Adam Undine'a daha açıklayıcı olmayı umarak bileğini sıktığında Undine dişlerini sıktı. Acı dayanılmazdı. Adamın yüzünde bir gülümseme belirdi. Buz gibi bir gülümseme…Undine'ın boşta kalan elini kendine doğru çekti. Zaten içinde bir el olan elinin içine koydu. Kocaman eli Undine’ın iki narin elini hapsetmişti. Undinkurtulmak için bir süre çırpınsa da başarı olamadı. En sonunda pes etti. İçinden bir ses * Öleceksin * dedi. O da bunu biliyordu. * Öleceğim. Bu adam beni öldürecek. *Adam Undine’ın ellerini bıraktı. İki elini havaya kaldırıp konuşmaya başladı.
_ “ Hava, “ dedi ilk önce.“ Küçük büyücüyü sarmala. Kaçmasına izin verme. ”Undine’ın gözleri korkuyla parladı. Adamın havaya hükmettiğini görmüştü. Havanın onu sarmaladığını ve bir kalkan oluşturduğunu hissetmişti. Ama bu kalkan onu dışarıdan değil, dışarıyı ondan koruyordu. Birden başına aldığı sert darbeyle yere yığıldı. Hava hâlâ çevresindeydi bunu biliyordu. Ama ne gözlerini açıp etrafa bakabiliyor, ne de çığlık atıp yardım isteyebiliyordu. Kocaman eller onu taşımaya giriştiğinde çırpınmaya çalıştı ama vücudu kaskatı kesilmişti. Bu adam onu öldürecekti ve o,hiçbir şey yapamıyordu.


:::2. BÖLÜM:::

ÖLÜM


Kayalara vuran dalgaların ritmik sesiyle uyandı. Gözlerini ağır ağır açtı.
_ “ Kendimden geçmiş olmalıyım. ” diye mırıldandı. Uzandığı yerde kıpırdanıp, çevresine bakındı. Sade bir odadaydı. Siyah duvarlar birkaç beyaz çerçeveyle süslenmişti. Bakışları odanın iç kısımlarına kaydı. Duvarların rengiyle uyumlu iki füme rengi koltuk karşılıklı duracak şekilde yerleştirilmişti. Koltukların biraz ilerisinde cam bir masa yer almaktaydı. Masanın çevresindeki sandalyeler siyah ve beyaz derilerle, dama tahtasını andırır biçimde süslenmişti. En sonunda halıya baktı. Yüzeyi beyaz rengiydi ve üzerinde hiçbir desen yoktu. Gözleri odayla ilgili tanıdık bir görüntü aradı. Odanın siyah-beyaz tasarımının içinde çabucak fark edilecek bir şey gözlerine çarptığında içi heyecanla doldu. Kırmızılığı gözleriyle takip etti. İzler yanı başında bitiyordu. Masumca elini kırmızılığa uzattı ve… Durdu. Bu kırmızılık kandı. Onun kanı. Bakışları elinden koluna doğru kaydı. Kurumuş kan izleri beyaz tenini boyuyordu. Ama kolunda hiçbir yara yoktu. Elleri istemeye istemeye boynuna gitti. Evet, yara oradaydı. Yan yana duran iki deliği hissedebiliyordu. Şok içinde, doğrulup oturdu. Dün gece neler olmuştu? Zihnine akın eden anılar sarsılmasına sebep olsa da kendisini hemen toparlamaya çalıştı. Şu anda yapacağı en uygun şey sakin olmaktı. Derin nefesler alarak kendisini sakinleştirmeyi başardı. Usulca ayağa kalkıp pencereye ilerledi. Nerede olduğunu öğrenmeliydi. Pencereden dışarısını meraklı gözlerle incelemeye başladı. Elmasları aratmayan bir deniz, sahilin kadifemsi kumlarını usul usul okşarken, kara ve deniz birbirini kucaklayan iki âşık gibi uyum içinde birleşiyorlardı. Sonu yokmuş gibi görünen denizin uç kısımlarında bir hayli büyük bir bina görünüyordu.* Akademi * diye düşündü Undine. Arka fondan yükselmeye başlayan bir müzik bütün dikkatini dağıtmayı başarmıştı. Sükûnetini hiç bozmamaya çalışarak sesin ne olduğunu anlamaya çalıştı. Anlayınca da şok oldu. The Spaniels’in Goodnight Sweetheart, Goodnight parçası çalıyordu. Bu şarkıyı herkesin aksine gibi Undine çok iyi biliyordu. Peki, bu şarkı da nerden çıkmıştı? Arkasını döndü. Elindeki bira şişesiyle yapılı adam karşısında duruyordu. Ama Undine iç geçirmemek için kendini zor tuttu. Dün gece belli olmayan vücut hatlarını şimdi görebiliyordu. Sol kolunu çevreleyen kırmızı ejderha dövmesi, pencereden sızan ay ışığının altında parlıyordu. Gözleri sonsuz bir boşluk gibiydi. Yüz hatları bir hayli çekici görünüyordu. Undine gözlerini zorlukla adamdan uzaklaştırdı. Adam bunu fark etmiş olacaktı ki gülmeye başladı.
_ “ Merak etme küçük büyücü. Senin canını yakmamaya çalışacağım. Öldüğünün farkına bile varmayacaksın. ” kelimeleri o kadar rahat bir biçimde söylüyordu ki Undine birilerini öldürmeyi zevkli bulduğunu düşünmeye başladı. Bu adamdan kurtulmalıydı. Eğer hiçbir şey yapmazsa bu evden sağ çıkamayacağını biliyordu. Adamın havaya hükmettiğini hatırladı. Belki de gücünü kopyalayabilirdi. Ama adamın özel gücünü kopyaladığını fark etmemesi gerekiyordu. En azından Undine ona saldırana kadar. Adama arkasını döndü. Yüzüne bakmak bile istemiyordu. Adam buna aldırmamıştı ki şarkıya eşlik ederken çok mutlu görünüyordu. Nasılsa karnı doyacaktı. Undine kafasını iki yana salladı.* Hayır, * dedi içinden. * En azından beni yiyemeyecek. *
_ “ Hava, sahibini görüyorum. Ona itaat ettiğini biliyorum. Ama bana da gelmeni ve sonsuza dek yanımda olmanı diliyorum. Hava bana gel. ”diye fısıldadı. Cümleleri nerden bulduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Aklına gelenleri söylemişti. Saçmaladığının da farkındaydı. Bir yandan adamı çaktırmadan izlemeye çalışırken bir yandan da havanın yanında olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Çam ağaçlarının rahatlatıcı kokusunu taşıyan bir esinti Undine’nin anlamasına yetmişti. Hava artık onunlaydı. Ama adam uzun süredir havaya hükmetmiş olmalıydı. Undine ise ham gücüyle onu yenemezdi. Ama kurnaz davranabilirse küçük bir şansı olabilirdi. Undine’ a bu da yeterdi. Küçük bir şans…
_ “ Bu işi ne zaman bitireceksin? ” diye sordu adama. Sadece adamın dikkatini dağıtmaya çalışıyordu.
_ “ Hazır olduğunda söyle yeter. ” diye şakayla karışık bir cevap verdi adam. Boğuk kahkahası odayı büyük bir kasvete boğarken Undine savaş stratejisini geliştirmekle meşguldü. Planı kafasında iyice şekillenirken yüzünde bir sırıtışın belirdiğini hissetti. Adama olayı çaktırmamak için suratındaki sırıtmayı gizlemek zorunda kaldı. Eğer planı gerçekleşmezse bir daha hiç gülemeyebilirdi. Asla. Kötü düşünceleri kışkışladı. Şu anda moralini iyice bozmasına hiç gerek yoktu zaten. Ellerini havaya kaldırdı. Adam meraklı gözlerle onu izliyordu. Undine bir süre dikkatini havaya verdi. Ellerinde toparlanan havayı hissediyordu ve bundan inanılmaz derecede hoşlanıyordu. Hava ellerinden adama aktı. Ama adam, Undine’den önce davranmıştı. Bir kalkan oluşturarak kendisine doğru gelen havayı, Undine’e doğru attı. Ne yazık ki Undine adam kadar hızlı davranamamış, hava kütlesi nedeniyle ağır bir yara almıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken yere yığıldığını fark etti. Toparlanmak için debelenirken adamın buz gibi sesini duydu.
_ “ Yazık. Çok yazık… ” Ve boynunda yoğun bir yanma hissetti. Kurtulmak için çırpındı. Ama artık çok geçti. Gözlerinden dökülen son damlanın zemine düşmesiyle birlikte hayata gözlerini yumdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://piskomansalinsan.blogcu.com/
Ricardinho Volturi
Vampir Kralı
 Vampir Kralı
Ricardinho Volturi


Mesaj Sayısı : 160
Nerden : nereye?
Gerçek İsim : B. Kaan
Banka Hesabın : 66
Kayıt tarihi : 29/08/09

Karakter Bilgileri
RPG Puanı:
Ophélie Left_bar_bleue100/100Ophélie Empty_bar_bleue  (100/100)
Özel Güç:
Silahı: Başlangıç Kiti

Ophélie Empty
MesajKonu: Geri: Ophélie   Ophélie AakahcCuma Haz. 24, 2011 3:24 pm

[color:9632=whiteBetimlemeler iyiydi ancak mekanları daha fazla tasvir etmeye özen göstermelisin. Paragraf düzeni çok da iyi değildi kaçırılış ölüm gibi başlıklar değilde başlığı silerek ikisini bağlayabilirdin. Yazım hatasına rastlamadım. Anlatım sıkıcı gibiydi çok çabuk geçmişsin olayları biraz daha özen göstersen güzel olacakmış. Kurgu bilindik bir kurguydu sonu saçma gibi olmuştu açıkçası sıkılmadım değil.



Betimleme: 24 / 30
Paragraf Düzeni: 4 / 5
İmla Düzeni: 10 / 10
Anlatım: 30 / 40
Kurgu: 13 / 15

Rpg Puanın: 81
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ophélie
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Başlangıç :: Role Playing Game :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: